13:00 - Aleyna Tilki, Çok iddialı! Dünya starlarına Türkçe şarkı söyleteceğim!
12:30 - Ünlülerden Helikopter kazasında şehit olan Vatan evlatları için taziye mesajları
12:00 - Ailesinin kavga etmesi üzerine, evlerinin balkonundan atladı hayatını kaybetti
11:33 - 5 Mart Cuma 2021 Bankalar ve serbest piyasa’da Tam,Gram ve Çeyrek Altın fiyatları
11:30 - Düşen Cougar tipi helikopterin Kabiliyet ve Teknik özellikleri
11:26 - 5 Mart 2021 Cuma Ekonomi’de Döviz piyasası, Döviz güne nasıl başladı
10:00 - Koronavirüsten sonra dikkat! Çocuklarda MIS-C hastalığı tehlikesi
09:30 - 6 mart Cumartesi 2021/ Nöbetçi Eczane nerede, size en yakın Eczaneler listesi
08:00 - 5 mart 2021 Cuma Türkiye günlük Fındık fiyatları, Fındık bugüne nasıl başladı
Nefret söylemleriyle mücadele sadece mağdurların değil, insanlık olarak hepimizin ortak vazifesidir
İnsanlık olarak zor bir dönemden geçiyoruz. Salgınla beraber ırkçılık virüsünün de giderek yaygınlaştığını görüyoruz.
Cami, sinagog ve kilise gibi ibadethanelere yönelik şiddet eylemlerinde çok ciddi artış yaşanıyor. Etnik kimliği, dini, dili, dış görünüşü farklı olan toplum kesimlerine yönelik nefret suçları günden güne tırmanmaktadır. Irkçı terör bugün toplumsal barışı ve insanların bir arada yaşama iradesini dinamitleyen bir güvenlik tehdidine dönüşmüştür. Oysa geride bıraktığımız asırda meydana gelen elim hadiseler ırkçı ideolojilerin ne tür acılara yol açabileceğini göstermiştir.
Milyonlarca insanın hayatını kaybettiği Holokost, Bosna, Ruanda ve Kamboçya soykırımlarının işaretleri bu katliamlardan çok önce sistematik ayrımcılık, ötekileştirme ve artan nefret söylemleriyle kendini belli etmiştir. Bu soykırımlardan her biri uluslararası topluma sorumluluğunu hatırlatan canlı birer örnektir. Nefret söylemleriyle mücadele sadece mağdurların değil, insanlık olarak hepimizin ortak vazifesidir. Bu ahlaki bir tavrın ötesinde 1948 tarihli Birleşmiş Milletler Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesine göre de ahdi bir yükümlülüktür.
Milletlerarası örgütlerin, hükümetlerin, medyanın, siyasetçilerin, sivil toplumun, dini grupların ve kanaat önderlerinin her birinin bu kapsamda üstlenmesi gereken önemli roller bulunuyor. Asırlardır farklılıkları barış içinde yaşatan bir ülke olarak başta medeniyetler ittifakı girişimi olmak üzere üyesi olduğumuz uluslararası platformlarda bu yönde çaba sarf ediyor. Keza uyguladığımız açık kapı politikasıyla inancı, dili, kökeni ne olursa olsun hiçbir ayrım yapmadan ülkemize sığınan herkese sahip çıkıyoruz.
Holokost, Bosna, Ruanda, Kamboçya gibi trajedilerin tekerrür etmemesi için uluslararası toplum harekete geçmelidir. Bilhassa dijital platformların ve basın-yayın organlarının etkisiyle artan İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığına artık ‘dur’ denilmelidir.
Dışişleri Bakanlığımız ile İletişim Başkanlığımızın öncülüğünde hayata geçen bu projeyi, nefret suçlarıyla mücadeleye yapılmış anlamlı bir katkı olarak değerlendiriyorum. Bu vesileyle soykırım kurbanlarının hatıralarını saygıyla anıyor, her türlü ayrımcılığın son bulacağı, insanlığa karşı suçların yaşanmayacağı bir gelecek temenni ediyorum.
“weremember.gov.tr” adlı internet sitesinde, Holokost, Ruanda, Srebrenitsa, Kamboçya gibi soykırımlarda yaşananlar bilgi, belge ve görsellerle anlatılacak.
Holokost kurbanı Yahudi ve Roman temsilcilerinin mesajlarına yer verilecek sitede, soykırım hakkında yayınlanmış makale, kitap gibi kaynaklara da ulaşılabilecek.