10:09 - 15 Nisan 2021 Perşembe Ekonomi’de Döviz piyasası, Döviz güne nasıl başladı
09:30 - 16 nisan Cuma 2021 Nöbetçi Eczane nerede, size en yakın Eczaneler listesi
08:00 - 15 nisan 2021 Perşembe Türkiye günlük Fındık fiyatları, Fındık bugüne nasıl başladı
07:30 - 17 Nisan Cumartesi 2021/ Günlük Burç Yorumları analizi
00:22 - MSB: Başika üs bölgesine roketli saldırıda 1 Mehmetcik Şehit oldu!
00:10 - Eski başbakan’lardan Yıldırım Akbulut (85) yoğun bakımdaydı! hayatını kaybetti!
22:26 - 22 Nisan 2021 Perşembe A101 aktüel ürünler kataloğu açıklandı
22:04 - Sayısal Loto çekiliş sonuçları 14 Nisan 2021 belli oldu! 2 – 4 – 21 – 37 – 63 – 73 joker 81 oldu
20:26 - Dönüşümde yarım kalan proje sözleşmesini belediyeler iptal edebilecek
19:49 - 14 nisan 2021 Çarşamba virüs verileri yayınlandı, tablo Ciddi 279 Can kaybı yaşandı!
Önemli Tavsiyeler yazımızda vücudumuzdaki bütün sistemler, organlar, hücreler ve üretilen bütün maddelerin zerrecikleri birbirinden haberdardır ve bunlar mükemmel bir uyum içerisindedir.
Bağışıklık sistemimiz bu uyumu titizlikle muhafaza eder. Zarar verebilecek maddeleri antijen (düşman) olarak kabul edip durumuna göre savunma programı geliştirir. Bu muazzam işleyiş sekteye uğradığı zaman hastalık oluşmaya başlar.
İnsanlar kurallara uygun yaşadığı zaman, sağlıklı olmak için ne hekime, ne de son iki asırdır sayıları sürekli artan ilaçlara ihtiyaç duyar. Diğer canlılarda beslenme, onların genlerine Hz. Allah tarafından kodlanmış bilgiler dahilinde, fıtratlarına uygun şekilde devam eder. Bitkilerin, böceklerin gıdaları farklıdır. İnsanın beslenmesinde ise iştahın yanı sıra bilgiye ihtiyaç vardır.
Hastalık Yapan Yeme Hataları-Çiğnemenin Önemi
Yaşantımızda basit yeme ve içme kurallarına uyarak, birçok hastalıktan korunabiliriz. Bunların başında çiğnemek gelir. Her ne yersek yiyelim, önce çiğneriz daha sonra yutarız. Bu temel doğru sağlanmazsa, sonunda vücut evi yıkılır. Çiğneme hareketi 20 ve daha fazla yapıldığında, ağzımızdaki alıcı reseptörler gıdanın vasfını beynimize rapor eder. Beynimiz, bu gıdanın sindirilebilmesi için emrindeki mide ve bağırsak sistemine hangi enzimleri imal edeceğini bildirir.
Çiğneme işlemi usulüne uygun yapılmazsa, sindirim ve sağlık daha işin başında bozulur.
Ağızdaki besinin mideye inmeden, rahatça sindirilebilecek şekilde küçük parçalar haline getirilmesi gerekir. Sindirim, enzimleri dış yüzeyden parçalama ve ayrıştırma yaparak bağırsaktan emilebilir hale getirir. Midenin parçalayamadığı, haliyle temas edemediği gıda parçacıkları kısmen çürümeye ve bozulmaya sebep olur. Bozulmuş ve çürümüş gıdalar; bağırsakta emilim bozukluğuna, kabızlığa ve bağırsak florasındaki faydalı bakterilerin azalmasına yol açar. Yararlı bakteriler gittiği zaman ise yerine zararlı patojen bakteriler gelir.
Onlarda vücuda hastalığı davet ederler. Bu durum onlar için keyiflidir ama bizim için ıstıraptır.
Hastalık Yapan Yeme Hataları-Karışık Yemenin Zararı
Aynı anda farklı hayvanlardan elde edilen et ve süt ürünleri bir arada yemek, en çok yapılan beslenme hatalarındandır. Karbonhidratlı gıdalar ve proteinli gıdalarda birlikte yenilmemelidir. Farklı besin grupları mideye aynı anda indiğinde, midenin işleyişi bozulur. Çünkü her gıda için salgılanan enzim farklıdır. Midenin işleyişi bozulduğu zaman ise enzimler birbirine karışır. Bu karışma durumu sindirimde aksaklıklara neden olur.
Midede sindirilmeden bekleyen gıda ise çürümeye başlar. Çürüyen gıda artıkları, bağırsakta emilimi sağlayan tüycüklerin tahrip olmasına, dökülmesine, yani bağırsağın kelleşmesine sebep olur. Bağırsak içindeki duyarlılığı sağlayan sinir uçlarını tahrip ederek bağırsak hareketlerinin ağırlaşmasına, dolayısıyla kabızlığa neden olur. Yediklerimizi, vücudumuzun kullanabileceği hale getirmek için çalışan faydalı bakterilerin yok olmasına veya azalmasına sebep olur. Normal flora bozulduğunda, zararlı patojen bakterilerde artar.
Bu beslenme hataları tekrar edilirse bağırsakların iç yüzünde cepler oluşur. Bu ceplerde biriken taşlar, yıllarca bizi hasta etmeye sebep olan patojen floranın mekanı haline gelir. Bozulan bağırsak çeperinden zararlı toksik ve alerjiye sebep olacak birçok metabolizma ürünü kana geçer. Hem karaciğeri hem de diğer vücut hücrelerini tahrip eder. Küçük bir hata, yanlış bir düğüm, büyür ve önlenemez hastalıkları doğurur.
Sık yemek, sindirim sistemini bozmaya yeter. Yusuf Has Hacip, “Kutatgu Bilig” adlı eserinde, asırlar öncesinden bugüne “az adlı ilaçtan ye” diye tavsiye verir. “Az yiyirem hekim bilmem, düz yürirem hakim bilmem.” Azeri atasözündeki gibi az yemek sağlığın ilk şartıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “İnsanoğlu midesinden daha zararlı bir kap doldurmamıştır. İnsanoğluna belini doğrultacak birkaç lokma kafidir. Mutlaka yemesi gerekirse, midesinin üçte birini yemeğe, üçte birini içeceğe, üçte birini de nefes alıp vermeye bırakmalıdır.” (Hadis-i Şerif, Sünen-i Tirmizi)
Yediğimiz gıdaların hazmı dört aşamada meydana gelir.
Yemek yedikten 3-5 saat sonra mide boşalacağı için ikinci yemek yenilebilir ancak vücut tüm bu süreçlerden geçtiği için zorlanacaktır. İkinci yemek için, birinci hazmın bitmesini, yani besinlerin bağırsaktan kana geçmesini (6-10 saat) beklemek gerekir. Üçüncü ve dördüncü hazım da bitince sisteme yeni besin yüklemek en idealidir ki, bu da 24 saatte 1 veya 2 defa yemek anlamına gelir.
Gerek yanlış alışkanlıklar, gerekse yenilen besinlerin vitamin değerinin az olması nedeniyle hücreler gıdasız kalır. Gıdasız kalan hücreler, beynimize “açız” sinyali gönderir. Bu da bizim iştahımızı açar ve daha fazla yememize sebep olur. A’raf suresi 31. ayet-i kerimede şöyle buyrulur: “Ey Ademoğulları! Her mescit huzurunda ziynetinizi tutun, yiyin, için de israf etmeyin, çünkü O, müsrifleri sevmez.” Tabağı doldurup kalanını çöpe atmak israf olduğu gibi, tıka basa yeyip bedenimizi çöplüğe çevirmek de israftan farksızdır.
Midede Beraber ve Ayrı Durması Gerekenler
Ters beslenmek, yeme-içmedeki sıralamaya dikkat etmemek, en çok yapılan beslenme hatalarındandır. Sindirim fizyolojisine bakıldığında, su, karbonhidrat ve meyvelerin hazmı ağızda başlar. Fiziksel olarak parçalanıp öğütülürken, kimyasal olarak da tükürükteki pityalin, amilaz enzimleri ile nişasta gibi poli ve monosakkaritler, daha küçük moleküllere ayrıştırılarak ince bağırsak tarafından emilecek hale getirilir. Bu besinler midede karıştırılıp kıvamlı bir hale gelinceye kadar (kimus) bir miktar bekler, vücut ısısına erişir, başkaca bir işlem görmeden bağırsağa geçer ve oradan emilerek kana geçer.
Bu gıdaları yağlı ve proteinli gıdalar ile birlikte yer-içersek, bu defa midede 3-5 saat beklemek zorunda kalır. Meyveler asitlidir, 37 derece sıcaklıkta mayalanır, ekmek ve benzeri karbonhidratlar da ekşir ve bozulur. Midenin boşalmasını bekleyen “su”, hem susuzluğumuzu gidermez, hem de mide asidi ve enzimini sulandırarak hazmın bozulmasına sebep olacaktır.
Her şeyde olduğu gibi yeme-içme hususunda da ölçülü olmak, sağlıklı bir vücuda sahip olarak sıhhatli ve afiyette bir hayat sürmeye vesile olacaktır.
Hastalık Yapan Yeme Hataları Nelerdir? Önemli Tavsiyeler-Dr. İzzet Mısırlı-İnsan ve Hayat Dergisi‘nden yardım alınmıştır.